Kahve; kendine özgü hayranları ve tiryakileri bulunan, binlerce çeşidi ve yapılış stiline sahip başlı başına bir kültür… Osmanlı döneminde topraklarımıza ayak basan kahve, hayatlarımızda önemli bir yer tutuyor. Günü kahveyle açıp kahveyle kapatan insan sayısının fazla olması, damak tadımızın kaliteli ve beklentilerimizin yüksek olmasını beraberinde getiriyor. Yoğun iş temposunda verdiğimiz molalarda, tatlı sohbetlerimizin arasında, ders çalışırken zinde kalmak için tükettiğimiz kahve son zamanlarda hiç olmadığı kadar popülerleşti. Birbiri ardına açılan kahve dükkanlarının payı bunda büyük! Araştıran, farklı tarzlar ve tatlar deneyen insanların çoğalmasının da elbette… Peki ya siz, iyi bir kahve gurusu musunuz? Yeni tatlara açıksanız elbette bir potansiyeliniz olabilir. Ama iyi bir kahve gurusu olmak için; kahvenin tadı kadar nasıl oluştuğunu da bilmek gerekiyor.
Tüm Yollar Espressoya Çıkar!
Espresso, Latte, Americano, Cappuccino gibi kahveleri de sıklıkla duymuş hatta tüketmişsinizdir. Bu kahveler birbirinden farklı gözükseler de aynı kökten geliyorlar ve ortak bir noktaları var: Espresso. Bu bilgiyi ilk defa duymuş, hatta şaşırmış olabilirsiniz ama tüm bu kahveler aynı çekirdekten üretiliyor, yalnızca çekimleri ve içerdikleri yardımcı ürünleri farklı. Tüm kahvelerin özünü oluşturan espresso; koyu kavrulmuş çekirdeğin içinden yüksek sıcak ve basınçtaki suyun geçirilmesiyle oluşturuluyor. Su 15 saniye gibi çok kısa süre içinde çekirdekten geçirilip kahve içime hazır hale geldiği için ismine İtalyanca’da “ekspres” manasına gelen “espresso” denilmiş. Espresso’ya belli oranda su eklerseniz Americano, sıcak süt ve köpük eklerseniz Latte, sıcak sütü farklı biçimde ısıtır ve köpük eklerseniz Cappuccino elde edersiniz. Filtre kahve ise demleme yöntemiyle elde ediliyor. Öğütülmüş kahve çekirdeklerinden filtre yardımıyla damlalar halinde geçen su, eşsiz filtre kahveyi oluşturuyor.
Tazelik Bir Kahvenin Üzerine Yok
İsimleri kulağa ne kadar karmaşık gelse de kahvelerin çoğunun aynı kökten geldiğini öğrendikten sonra bilmeniz gereken önemli bir konu daha var: En lezzetli kahve taze olandır! Çekirdek çekimi üzerinden çok zaman geçerse yapılacak kahve tatsız ve keyifsiz olacaktır. Bunun yanı sıra çekilmiş çekirdekten kahve yapıldıktan sonra da kısa sürede tüketilmelidir. Mesela; filtre kahvenin taze içilmesi gerektiği özellikle belirtilir. Türk kahvesinde olduğu gibi telve içilmez ve filtre yardımıyla demlendiği için içimi yumuşaktır. İster güne başlarken ister gün ortasında olsun yalnız ya da sevdiklerinizle beraberken Arnica Aroma Filtre Kahve Makinesi ile kahvenizi keyifle demleyip, taze taze içebilirsiniz.
Kahve Çekirdeğini Nasıl Seçmelisiniz?
Damak zevkinize uygun kahveyi bulabilmek için doğru kahve çekirdeğini seçmeniz gerekir. Kahve çekirdeğinin tadını üretildiği yerdeki iklim özelliklerinden bulunduğu yüksekliğe, aldığı güneşten yanındaki bitkilere kadar birçok faktör belirler. Hatta aynı bölgede bulunan farklı çiftliklerden çıkan çekirdeklerin tatları bile farklı olabilir. Hangi kahveden hoşlandığınızı; farklı tatları deneyimleyerek, zamanla öğrenebilirsiniz. İşinizi şansa bırakmak istemiyorsanız biraz araştırma yapmanız gereklidir. Kimi kahve paketlerinin üzerinde tadım notları, kahvenin üretim biçimi ve yeri hakkında bilgiler bulunur. Dünya kahve üretiminin yarısından fazlasını, Caffea Arabia sınıfına ait ağaçlar oluşturur. Örnek vermek gerekirse; bu aileye mensup Bourbon ağaçlarından üretilen çekirdekler meyvemsi ve tatlı olur. Diğer bir kahve çekirdeği ailesi olan Robusta’dan üretilen çekirdekler sert, acı ve daha sıradan bir tada sahip olur.
Her Şeyin Fazlası Zarar!
Kahve, zihinsel konsantrasyonu artırabilir, kimi bünyelerde kilo vermeye yardımcı olabilir, spordan önce enerjik hissetmemizi sağlayabilir. Kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlığa sahip insanlar başta olmak üzere kahve tüketimini tam ayarında tutmanız önemli. Her şeyde olduğu gibi kahve tüketiminin de fazlası fiziksel ve zihinsel problemleri beraberinde getirebilir.